tam ben bunları yazarken yeni çıkmaya başlamış bir okul öncesi eğitim dergisi onlar için yazmamı istedi, hevesle "yazarım" dedim, benim bu her şeye ve her yere yazma telaşım ne olacak acaba... o ilk gün gittiğimde gayet neşeli bir şekilde oynuyordu elvin, ertesi gün ve işte o güne kadar geçen bütün bu günlerde rutinimizi bozmayarak dokuzda uyandık, ona kadar kahvaltı, sonra onun çayla çizgi film keyfi, on bir gibi okul. daha farklısını şimdilik düşünemiyorum, sabahın köründe işe yetişmek gibi bir derdim olmadığından, kızımı da sekiz- dokuz gibi okula bırakmaya niyetim pek yok, gerek de yok. işe gider gibi anaokuluna gitmek gerekmiyor çünkü.
here defasında "gitmeyelim" dese de, okula gelince yelkenleri indiriyor, öğretmenini sevdi, onu görünce akan sular duruyor, ben de birkaç saat yokolup onu almaya gidiyorum sonra. dört saat maksimum okulda kalış süresi. birçok okul var ki "çocuk kendi yemeğini yiyecek" diyor haklı olarak ama haksız olarak da yemeyenle uğraşmıyor, burada böyle değil, okullar küçüldükçe daha insani tavırlar bulabiliyorsunuz, burada da henüz öğretmeni yediriyor yemeğini çünkü yemekhaneye daha ısınmış değil, orada diğer çocuklarla yanyana oturmak ve bir düzenin parçası olmak fikri bizimkini hala pek korkutuyor, tabii buna da alışacak. ama durumu iyi, bana okul sonrası neler yaptıklarını anlatıyor, yaprak topladık, gül topladık, vazolara koyduk, kaydıraktan kaydık vesaire... birilerinin benim yerime kızıma yaprak toplatıyor olmasını seviyorum, benim şu ana dek yüklendiğim eğitsel görevlerin alasının yerine getiriliyor olmasını seviyorum.
okul 1-5 ağustos arası tatil, sonra yeniden başlayacağız, bu "gitmeyeceğim"ler sona erecek bir gün, vicdan azabı falan çektğimi söyleyemem kızım böyle dedikçe, çünkü almaya gittiğimde de "daha oynamam lazım" diyor...
okul işiyle ilgili naçizane fikirlerim var, birincisi psikoloji mezunuyum ve çocuk psikolojisiyle ilgili yüzlerce ders aldım, ikincisi bir anaokulunda psikolojik danışman olarak çalıştım, üçüncüsü işim gereği çocuklarla ilgili yazılmış ve çocuklar için yazılmış yüzlerce kitabı şu son iki üç yılda okudum ve sonuncusu; elvin dört yaşını yeni bitirse de bundan önce iki okul deneyimi oldu, okulları karşılaştırabilme yeteneğine artık sahibim ve biliyorum ki, kızımı mutlu edecek okulu artık beş kilometre öteden tanırım...
not. bloggarage sale'deki bazı kitaplar satıldı, bazıları duruyor, aşağı doğru kayıp kalanlara bakabilirsiniz. yeni kitaplar ilave edeceğim yakında.
2 yorum:
Merhaba Ece, uzun zaman önce de yazışmıştık seninle, bursalianneler adında yahooda bir mail grubumuz var, katılmak istersin belki, 80kişiye yaklaştı sayımız, arada topalnıyoruz da, katıhatırlarsın sanıyorum, ben geçen sene yarım gün başlattım oğlumu yuvaya, kızın hangi yuvaya gidiyor?
Özgür İde
sevgili sspss, uzun zamandır yazdıklarını düşünüyorum, seninle uzun uzun konuşsak?
Yorum Gönder