Cuma, Eylül 29, 2006

kalbimden temiz, beyaz bir sayfa

 öyle miydi, öyle mi yazardı birileri? "bana bu kalbimden de temiz beyaz sayfayı ayırdığın için teşekkürler, beni unutma!".

ben hiç yazmadım çocukken böyle satırlar, o zamanlar bile bana komik gelirdi, fareler tıkır mıkır dediler, daha yazacaktım ama kalemimi yediler mesela, tamamen yazamama göstergesiydi benim hanemde, demek yazacak hiçbir şeyi yok bunun derdim içimden, öylece bu safsatayı yazarak lafı uzatıyor ve konuyu kapatıyor.

yine de ama, deliler gibi anket defterleri hazırlardım, brooke shields'ler yapıştırırdım kenarlarına, erkekler için basketbol oynayan meşhur adamlar bulurdum dergilerden. alman dergileri almak için bütün hafta sonumu sokaklarda geçirir, bütün akşamlarımı da bu işe vakfederdim, birileri benim hakkımda ne düşünüyor, birileri demeyelim, herkes diyelim, benim hakkımda ne düşünüyor, hakikaten çok ama çok merak ederdim...

hep ne kadar zayıf olduğum yazılıp çizilirdi kağıtlara, gözlüklü olduğum. boyum da uzundu, beğenilmiyordum yani. "şirin" bulunuyordum sadece, kilo almam, boyumu kısaltmam, o zaman var olmayan lazer operasyonlarından yaptırmam gerekiyordu. miyoptum, hiçbir şeyi göremiyordum, dış görünüşün sevilmeye yetecek bir kriter olduğunu varsayıyor, dış görünüşümden utanıyordum. çocuktum, bu yüzden kırgındım, büyüyünce geçeceğini bilmiyordum.

büyüyünce, başka dertlerin musallat olacağını da bilmiyordum tabii. dış görünüş takıntısı gidecek, ruhani meseleler gelecek, kim bilebilirdi? şöyle veya böyle, birkaç yara, birkaç ölüm, birkaç sızı, birkaç mutlu an, yurt dışı gezileri mesela, hep nefes aldırmıştır bana, bu yaş oldu.

tümcelerim devrik bugün, harflerim boynu bükük ve italik ama anlıyorsunuz değil mi? kızım öksürmekten kusuyor, dışarıda son bir sonbahar güneşi...

gidip dvdler kiralayacağım onlarca, film izlerken, bu hayat gidiyor, yeni bir tane geliyor çünkü.
mutsuzum, ölüyorum falan zannetmeyin, var tabii sıkıntılar şimdi...

ama yıkılmadım, ayaktayım okuyucularım.
 Posted by Picasa

9 yorum:

Adsız dedi ki...

ece, geçenlerde 6. sınıfta iken anneme yazdığım mektuplardan birini buldum; neler var neler, boyum - saçım - ayakkabılarım... senin anket defterlerin sınıftan sınıfa dolaşanlardan mıydı, ben de doldurmuş muydum acaba... bana öyle geliyor ki 35 yaş duvarına güzelce çarptık, daha nice duvarlara!

uykucu dedi ki...

ece'bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim' Bende hatıra yazarken hep ablamların defterlerinden aşırma yapardım ,aramızda bayağı bir yaş farkı olduğu için benim arkadaşlarıma yazdığım yazılar hep çok değişik ,anlaşılmaz ve süper olurdu ve o yazılar defterden deftere atlayıp giderdi.anket defterlerinide ne zaman bir hoşlandığım erkek olsa sırf ona göre sorularla hazırlar elden ele ona ulaştırırdım onu tanımak ve hakkımdakileri öğrenmek için.elimde o defterlerden 1-2 tane kalmış bazen okuyup gülerim halime .elvine çok geçmiş olsun bende 2 gündür hastayım ya oğluma da geçerse diye korkuyorum ,onlar hastalanmasın .sevgiler...

Adsız dedi ki...

sevgili Ece,
oğlum da kusuyor öksürmekten ve yatıp kalkıp albümlere bakıyoruz, resim bakıyoruz o doğmadan önceki resimlerimde nerelerde olduğunu soruyor. sahi o defterleri saklıyorsundur sen, ben neler yazmışım? Aynur ..

okuranne dedi ki...

33 yaşındayım, nadiren de olsa kilomla, saçımla başımla, bakımsızlığımla onay görmemekten korkarım içten içe. genç kız iken çok acı çekmiştim bu yüzden. iyi ki o zaman O beden yokmuş. Moda endüstrisi ve modern kültüre en çok bu yüzden sinir oluyorum, dayatılan kalıplar nedeni ile gencecik insanlar helak oluyor.

bu arada gecmiş olsun, umarım kızın çabuk atlatır.

sevgiler

ps. ideefixe'de kitabın yok, Antalya D&R da da yok. Bulurum ama.

okuranne dedi ki...

bu arada isil cetin, istanbul'da, br zamanlar nielsen'da calismis isil cetin mi?

Adsız dedi ki...

merhaba, hayır nielsen'daki ışıl çetin ben değilim.

aynur'a selamlar, biz tanışıyoruz galiba.

benim kızım da hasta, hepimize geçmiş olsun.

vintage biscuit dedi ki...

kızına cok gecmıs olsun ece * bı an once ıyılessın * ınsallah hersey guzel bı yola gırer

ece arar dedi ki...

ışıl zannetmem senin yazdığını, o zaman konuşmuyorduk seninle pek :)) figen iyileştin mi? meral, kitabı bulamazsın, bana mail atsana, vintage daha iyi gibiyim, sağol derin anlayışın için.
aynur senin sayfan var.... hatırlıyorum, hatta sen kesin basketbollu birini seçmişsindir, bakayım bir haber veririm...

Adsız dedi ki...

her gün benide ziyaret etmen dileğiyle..bi miktar yüzsüzce oldu ama napim içimden geldi :))