Ben size burada yazı yazarken öbür Ece’nin yemek yapması lazım mesela. Bulaşıkları ben çıkartayım makineden ama öbür Ece de çarşafları değiştirsin, çamaşırları da o asıp ütülesin. Ben bazen yemek yapmaya da talip olabilirim, o sırada öbür Ece benim alıp da bir türlü okumaya başlayamadığım kitaplara başlasın, çok seveceklerimi sıraya dizsin. Sonra kitaplığı bir toparlasın, hayatıma çeki düzen versin!
Hem bazen gerçekten sıkıldığım yazılar oluyor. Bir zahmet oturup o Ece yazsın onları. Bir sürü şeyi unutuyorum mesela, ne söylüyorsam not alsın. Alışverişe çıksın, açmak istemediğim telefonlara cevap versin, kimi mailleri o cevaplasın. Ciddi söylüyorum, sol elimin kemikleri ağrıyor yazmaktan, o Ece ağrımayan el parmaklarıyla yazıversin ben ne diyorsam…
Hamarat olsun canım biraz… Bazı şeyleri de ben söylemeden yapıversin. Bu evde brownie seviliyor, havuçlu kek seviliyor. E Ece dediğin bunları süper yapıyor. Ben söylemeden yapsın mümkünse. Akşam yemeği hep hazır olsun sayesinde. Örtüler ben söylemeden değiştirilsin, biten peçeteliğe peçeteler yerleştirilsin, eve çiçek alınsın, balkon saksıları sulansın… Eski kasetler napılacak mesela, o Ece düşünsün, bu da benim problemim olmasın artık… Gelsin şu laptopun ekranını silsin, hazır başlamışken televizyon camını da silsin. Halılar silkelensin o Ece tarafından, derken akşam olsun, gitsin bir yerlere…
Zira artık akşam olup da dinlenme vakti geldiğinde bir ece daha çekemeyeceğim)
1 yorum:
Yorum Gönder