ah yine aynı masa. gelip kurulduğum. evin içinde kendine en güvenli yeri bellemiş küçük bir köpek gibiyim. hani gider, hep orada yatarlar. o misal, aynı masanın başındayım. yatmıyorum neyse ki, yazıyorum.
yağmur var dışarıda; hepinizin camlarının dışında bir yağmur evet ama benimkine bugün gripin eşlik ediyor; "dört" isimli şarkılarıyla. hoş, uygun yağmura gripin. bir çay, bir çay daha şeklindeyim bugün. gripi atlattım, gripin dinleyince geçmiş olabilir mi?
bir sürü şey yapmak istiyorum yine. bir sürü yere gitmek. en çok da konserlere. öyle ukde içimde elvin doğalı beri gidemediğim konserler. şimdi küçük büyük fark etmez, kendimi rock'ın o sevdiğim kollarına bırakmak istiyorum. zannedersem bu ara en çok bunu istiyorum.
bir de geçen sene biterken şahane bir "güle güle 2006" yazısı yazmışım; çok içten olmuş. aynı türde bir yazıyı 2007 için yazmak istiyorum. artı beton çivileri olan matkaplı bir insan evladı istiyorum, yeni evime çerçeve, raf taksın diye. denize sokmak istiyorum ayaklarımı bir de. deniz kokusu istiyorum şiddetle, bu yüzden belki deniz kokan bütün mavi mumları dolduruyorum eve. insan denizi görmeyi değil bir tek, kokusunu da özlermiş. özler tabii. görmeden, sadece kokusunu duysam da olabilir bana... hatta hani gidersin yazlık eve, acayip bir iyot kokusu karşılar seni. o bile yeter.
9 yorum:
Gitsene yazlığa..yağmurda otursana sahilde..çeksene içine denizi.
Benden önce davranmış Tanya...Hadi hemen toparlaş git yazlığa diyecektim:))
Turkuaz mumlar, beyaz uçuşan tüller. Belki o uzaktaki evde yazabilirim ben de :)
'çıldırınca' adlı yazınızda dile getirdikleriniz tam da melankolik ruh halinin insanı ele geçirmesi gibi geldi bana. bireysel sorunlar bir yana toplumsal sorunların çözümsüzlüğü ve çaresizlik. süregiden olumsuz şeyleri değiştirememe ve umutsuzluk.
Ya ECE!
Oradasin!
Herseye benim olamadigim kadar yakinsin!
Kozahan' a gidip ipek esarplara bakacaktin benim icin! Gittin mi? Ya da atla arabana, cik koca cinara. Elvin' le beraber sarilin o guzelim agaca...
Bak yapabileceklerin listesini istemedigin kadar uzatabilirim ben!
Arkadaslarinla bir yere git bir aksam.
Ya da yazliga kac!
Ah! Ah!!!
Keske senin yerinde olsam:)
Nese
Bugün Ecenin hamilelik günlüğü isimli kitabı aldım.Yazarın adı da bir yerlerden tanıdık ama diyip duruyordum:))
Çok neşeli bir kitaba benziyor.Zevkle okuyacağım,teşekkür ederim:)
Sevgiler..
Bu fb cıktı cıkalı blog ziyaretlerini ihmal eder olduk. ya da zaten gonlumuzce dolanmaya vaktimiz yoktu, olanı da fb'ye mi verdik bir acep.
bir ugrayayım dedim.
bu hayallere ekleyecek seylerim var elbet ama 2 bardak biranın mayısıklıgı coktu uzerime. simdilik uretici degil tuketiciyim :)
Sevgili Ece,
Sana ilk yorumumu yazdığımda daha blogger değildim. Ama o klip beni etkiledi, pek aşina olmadığım rock müziğine ilgimi arttırdı ve dinler oldum. Oğluma bir arkadaşı "Queen" in "innuendo" adlı CD sini yediye etmişti. Onu dinlemeye başladım. Hoşuma gitti. Gençliğimde davul çalmıştım demiştim ya, sonra da kontrbas da çaldım. Müzikle yakından ilgiliyim yani.
Şimdi kendi blog'umu açtım, üç tane öyküm var orada. Okuyanlar, beğeniyor. Merak edip okumak istersen, high-degree diye girince açılır, ya da Gülçin ve Sem'in de oraya linki var.
Deniz, gerçekten de insanı büyüleyen bir olay. Ben İstanbul'da olduğumdan, kışın bile deniz kenarına gidip, o havayı ve o iyotlu deniz kokusunu içime çekerim. Ve inan ki bütün hücrelerime işlediğini hissederim.
2006 yı uğuladığım yazın çok güzeldi. Bakalım 2007 sana neler getirdi. Umarım çok iyi şeyler getirmiştir. Heralde yazarsın bu bir kaç gün içinde.
Sevgiler.
Sevgili Ece,
Gazetedeki yazılarınızı zevkle okuyorum. Ben de çiçeği burnunda bir blogçu oldum, ben de kendime göre bişeyler yapacağım.
Yazmadan geçemeyeceğim çünkü çok etkilendim, Degree'nin öyküleri gerçekten de çok, çok güzel ve sürükleyici. Okumanı hararetle tavsiye ederim.
Sevgiler
Yorum Gönder