son günüydü şezlongların, havluların, güneşe taşınan plaj çantalarının. yerlerde yapraklar, geriye kalan, okul alışverişini çoktan bitirmiş üç beş çocuk ve annesi. garsona söylenen son yaz çayı, ayağımı bir soktum havuza, dünyanın tüm çivileri havuzdaymış gibi bir his, batıyor da batıyorlar. kızım istedi de giremedi son kez havuzuna, kollukları kolunda, öyle mahsun bakıp durdu. derken kalan son çocukla bir küçük oyun oynadı, sallandı da sallandı.
ben "sofranız şen olsun"u okudum, mardik amca için bir irmik helvası yapmak istedim okuyunca, sonra herkese mardik amcayı anlattım, dilerseniz size de anlatırım.
dönerken eski yoldan geldik, bagajda yazlıkta kalan son eşyalar. incir, armut topladık yol kenarlarından.
ertesi sabaha derinden gelen bir öksürükle uyandı bu speedo gözlüklü kız. ah dedim, bir de havuza girse ne olacaktı, nereden çıktı şimdi bu öksürük? okulda şimdi ama canım sıkkın onu koruyamadım diye... bir de sabah, "bana öksürük şurubu içirdiğin, bana baktığın için teşekkür ederim anneciğim" demez mi?
3 yorum:
Ece,
nedir bu annelerin her daim hissettiği suçluluk duygusu?bazen benim düşüncesizliğimden çocuğun çektiği acıları görünce ,yavrucum bir de konuşamıyor ...Onu acısı ile başbaşa bırakıp dindirememek anneliğin zorluklarından bir tanesi
Senin kızın çok duyarlı olacağa benzer
Sevgiler
Sesil
yaz bitmesin ben daha tatil yapamadım ankara da soğuyunca tüm hevesimi kaybettim .tamam sonbahar ve gıdaları güzel ama kasfetli havalara daha erken değilmi? hava birden soğuyunca kemik ağrılarım başladı, oğluşumda öksürüğe başladı.ama daha pastırma sıcakları var. elvine de çok geçmiş olsun gözlüklerine bayıldım. sevgiler...
sesil senin de artık bir blogun olsun...
figen umarım öksürük geçmiştir. şu soğuk buhar makineleri her eve lazım.
Yorum Gönder