elvin'in bir arkadaşı var; birinci sınıfta; ece.
öğretmenine bir mektup yazmış:
"sevgili öğretmenim. seni çok seviyorum. eminim sen de beni seviyorsundur. peki neden göstermiyorsun?"
bu mektubun yazıldığı öğretmeni biliyorum. ece'ye gönülden hak veriyorum. tanrı kimsenin ruhunu alıp gitmesin...
ruhu çoktan başka yerlere gitmiş, sadece bedenen var olanları da öğretmen yapmasın.
9 yorum:
ne kadar da şirin. "eminim sen de beni seviyorsun" çocuk kalbi aksini konduramıyor yazık.
iki kızım var, ikisi de öğretmen... Umarım hep şimdiki gibi olurlar... Her gün hakkımı helal etmem size diyorum- en ufak bir ayrım yapar, çocuk kalbini anlamazsanız ...İkisi de çok iyi öğretmenlere sahip oldular.. kötü örnek görmediler çok şükür ki...
çok güzel bir mektup.
Ece, kalbimi acıttı bu mektup.
Minik kalp ya..koşulsuz sevgi..
Öğretmenlik içinse formasyon değilde gerçek sevgiyi gösterme dersi konmalı öğretmenlerimize..
pedagojik formasyon kitaplarının açılışı bu minör başyapıtla yapılmalı...
taylan, ne güzel dedin...
ay üzüldüm valla, ruhsuz öğretmene böyle şirin, nazik öğrenciler hiç olmamış
Gönderme yapılan öğretmen doğası gereği ruhsuz ise, geçerli iki çözüm yolundan söz edilebilir: (1) Öğretmen, ruhsuzluğunu kamufle edecek yöntem ve stratejiler geliştirebilir ki bunu çözüm saymak tartışmaya açıktır. (2) Ruhu olan bir okul yönetimi, ruhsal vitrini çocukların besin kaynağı kabul ederek gereğini yapar. Ama ya ruh yitimi öğretmene de bulaşan kurumsal bir hastalık ise. Ya biçimler sahte, söylemler yalan, imgeler illuzyon ise.. O zaman zaten alınacak önlem de adeta bir refleks gibi kurumun genlerinde saklıdır: Kurum bu içtenlikli duygu ifadesini bir tehdit gibi algılar, bir özsavunma manevrası geliştirir ve eleştirilmekten çılgına dönmüş bir biçimde allah yarattı demeden çocuğa ve ailesine haddini bildirmeye çalışır. dua edelim de küçük kahramanımızın hikayesi gerçek bir okulda geçiyor olsun..
Yorum Gönder