Çarşamba, Temmuz 11, 2007

okula gitmeyeceğim

sabah yine okula gitmeyeceğim çığlıklarıyla kalkılıyor. akşam vicdan azabı duyan kadın çocuğunu almaya okula en erken giden anne oluyor. çocuk pürneşe film izlemekte arkadaşlarıyla. sinema tadında bir oturum söz konusu. okul serin, dışarısı cehennem. çocuk, "anne niye erken geldin, ben daha film izliyorum..." diyor. anne dışarı çıkıp bir çay bir sigara içiyor, telefonunu karıştırıyor, uzun zamandır aramadığı birini arıyor mesela, çocuk geliyor. çocukla anne eve gidiyor. sabah aynı terane yeniden yaşanıyor. çocuk "ben hiçbir zaman okula gitmek istemiyorum" diyor, anne "daha ilkokul, ortaokul, lise var, üniversitesi, masterı var." diyor. "yani" diyor çocuk, "kaç yıl okul var?", "17 yıl falan diyor anne" içi burularak... "peki" diyor çocuk, "hastalanınca noluyor?", "valla hasta masta gidiliyor okula, anaokulu gibi değil" diyor anne. "ya bayılırsam" diyor çocuk, "eh o zaman evde olabilirsin bir güncük" diyor acımasız anne...
"peki" diyor çocuk, "okul bitince?"
Okul bitince iş var diyor anne, çalışacaksın...
"o zaman beraber çalışabilir miyiz anne?" diyor çocuk, "hem böylelikle bütün gün beraber olmuş oluruz..."
"Tabii" diyor anne, okşuyor çocuğunun yanağını, ağlasa yeridir yani...
"Hem" diyor çocuk, "o zaman ben de kendi bilgisayarıma senin fotoğrafını koyarım..."
ağlasam yeridir...
bir gidip ağlayayım...

13 yorum:

Tanya's dedi ki...

Ececim, ağlasan yeridir...ne güzel bir hayat özeti olmuş..bitmeyecek bir özlem cocuk için..anne...hayatta kıyma makinesi..the wall misali..

Ağlayalım o zaman

Selen dedi ki...

İçim burkuldu okuyunca. Bütün gün evde çocuklarla oturunca, ne yalan söyleyeyim evden koşa koşa kaçıp gitmek istiyorum bazen. Ama arada böyle duygusal yanlarını kafamıza vurur gibi ortaya döktüklerinde de gözlerimiz sulanıveriyor hemen :-)
Çok şükür bunları onlardan duyabildiğimiz ve de içimizde bunları hissedebildiğimiz için...

uykucu dedi ki...

annelik işte ve çocuklar hep böyle.bizimkide kreşe gitmek istemedi diye bir hafta erken başlattık tatile(ben rapor aldım! ) bu cumada kreş 1 aylık tatile giriyor(müdürümden izin dilenicem umarım alabilirim:) bizimki daha 3 günde evde durmaktan sıkıldı ama anneye yapışık yaşamak bayağı hoşuna gidiyor.kendi çocukluğum aklıma geldi de ah keşke hiç okul olmasa diye dua ederdim.yaz tatilide uzun gelir hep okulu özlerdim.elvinde inan 2 gün evde dursa okul diye diretir.demek birlikte çalışmak istiyor ha :))

Adsız dedi ki...

annelik sanırım tam da böyle bir şey, böyle iç burkulmalarını en derininden hissetmek..

Sybella dedi ki...

Ececiğim,Çok etkilendim okuyunca...Ne güzel yazmışsın...

özalpak dedi ki...

Bu ne yazık ki benim oğlumda da oluyor. Bizim çocukların trendi de bu mu acaba?
Sizi yeniden anneyiz.biz'de görmek çok güzel.
Dilerim günün birinde ben de sizin gibi hayatımı yazarak kazanabilirim. Ne diyeyim özendim size.:)
Sevgi ve dostlukla kalın

Sebnem'den dedi ki...

NE KADAR ŞANSLISIN..ÇOK AKILLI VE DUYGUSAL BİR KIZIN VAR...EEE SULU GÖZLÜ ANNE OLUNCA..
DUYGULARINI PEK GÜZEL DİLE GETİRMİŞ.

Taylan Sezginer dedi ki...

yıllardır onbinlerce cümleni okudum...bu, yazdığın en güzel yazılardan biri, çok ama çok sahici:O yüzden bu kadar buruldum sanırım...
seni özlemişim...

Adsız dedi ki...

ece sen geçen yaz da anaokullarından bahsederdin. ben de kızım daha birbuçuk yaşında olmasına rağmen atar tutardım. şimdi evde birbirimizi yemeye başladığımızdan -daha yeni- oyun grubuna götürmeye başladım. bir yerden bulaştık işte, bir müddet böyle idare etmeyi umuyorum.

bir yerde okumuştum, bazı çocuklar okulu ne kadar severlerse sevsinler, ilk tercihleri ev oluyormuş. yapı meselesi, her çocuk farklı. ben mesela, eve/anneye çok düşkün olmadığım halde ne okulu/yatakhaneyi, ne de (şirketlerde yapılan) işi sevebildim. o geçmek bilmeyen saatlerde içimi sanki bir testere doğrardı. böyle zamanlarda kitaplar işe yarıyor.

okula gitmek istemeyen çocuk hikayeleri yazabilirsin. başka şeyleri yapmak istemeyen çocukları da yazabilirsin. çocuklara yarar mı bilmem ama bize iyi gelebilir.

okuranne dedi ki...

oglum su anda babasına yapısık yasamak istiyor. babasında iken onu alınca bana saldırgan davranıyor. bunun sebeplerini bilsem de(babayla güzel anneyle negatif aktiviteler -babası onunla hep oynuyor, ben is yaparken bacağıma yapışınca onu reddetmek zorunda kalıyorum, altını değiştiriyorum, pişiklerini acıtarak krem sürüyorum, damla damlatılacaksa ben damlatıyorum, giydiriyorum,sevmediği yemekleri yediriyorum, hayır denecek her şeyi belirleyip hayır diyorum, bahçeye ben götürdüğüm için ağlasada ben eve getiriyorum, ateşi olunca uyanık ve tek başıma bekliyorum vs.)her yapışında ben de ağlamak istiyorum, bana yakınlık gsterdiği için değil, göstermediği için.. umarım durum değişir.

Ayşe dedi ki...

Şimdi oğlumu evde bıraktım geldim ofise, içim buruk.. Eski Türk filmlerindeki gibi bir ayrılık yaşadık yine, oğlum anne anne diye acıklı acıklı seslenirken anneannesi elinden tutmuş çekiştiriyordu içeri, çocuğun kafası arkaya dönük kaldı, bense Türkan Şoray gibi ühü ühüü şeklinde yan yan koşarak uzaklaştım.. Nerden buldum şimdi senin bu yazını, nerden denk geldim okudum, hiçbir fikrim yok. Çekim yasası mı ne bu? Off şimdi de Hülya Avşar gibi anıra anıra ağlamak istedim...

Aslı Cin dedi ki...

Ece ben de ağlamaklayım zaten bugün...

roro dedi ki...

Benim adım Bengisu. Hiç mi hiç okula gitmek istemiyorum. 1. sınıfa başladım. Okula giderken ağlamak istemiyorum. Ama okul çok sıkıcı geliyor. Ben aslında okula hiç gitmek istemeden gidiyorum. Ders dinlerken çok sıkılıyorum. Bir de en ön sıraya geçmek istiyorum. Geçmeyince canım çok sıkılıyor. Off ne yapacam ben şimdi? Sıkılıp duruyorum.