Salı, Eylül 23, 2008
nerdesin? bilmem, sanırım kayboldum(yolculuk bölüm 3)
- nerdesin?
- bilmem... çok yağmur var, önümü göremiyorum. sanırım kayboldum.
- hep kaybolursun zaten...
- hep kaybolurum sahi, değil mi?
- evet, çok sana ait bir şey kaybolmak. seni tanımlamamı isteseler, bunu da eklerdim; "hep kaybolur..."
- yol işaretleri, tabelalar falan hiç görünmüyor, sisin ardında.
- yine de bulursun sen yolunu, hep öyle olmadı mı? önünde sonunda ulaştın gideceğin yere.
- tabii de insan tam bir kaybolmuşluğun ortasında, ıssız bir coğrafyada, sessiz bir yolda ise bütün o başka deneyimleri hatırlayamıyor. bir tek şu an var ve şu an kaybolmuş vaziyetteyim...
- o zaman hatırla işte, boşuna aramadım seni. hatırlaman lazım. post-it'ler yapıştır mesela ceketine, arabanın camına, direksiyona, vitese. "Ben kaybolsam da yolumu hep bulurum." yaz.
- olabilir. durup post-it almam lazım bir yerden.
- dur al işte.
- kayboldum diyorum, nereden alayım... ıssız burası. zaten post-it almak için bile olsa kimseyle konuşacak halim yok.
- yağmur dinsin, gelirsin kendine. güneş hep açar biliyorsun. yağmur biter, güneş açar...
- açar değil mi?
- açar, merak etme.
- gideyim ben biraz daha. belki uykulu yolcularının plastik kovalardan kalın dilimlenmiş ekmekleri yorgun argın aldığı, sıcak bir çorbası bulunan bir yere denk gelirim. denk gelirsem, bir çorba da ben içerim.
- çorba, hımm. sen çorba hiç sevmezsin.
- söylüyorum anlamıyorsun, kayboldum...
-alo? alo? hat kesildi, hay allah...
p.s: fotoğraf www.jonijamesphotography.com'dan.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Ece, sevdim ben bu yazılarını.
Yüreğinin götürdüğü yere git.
Ben gidiyorum, kaybolurken kendimi bulmaya...
bayıldım bu serilere..
Yorum Gönder